HER TÜRLÜ ŞİDDET SUÇ OLMALIDIR
İlçe Sağlık Müdürlüğü personellerinden Psikolog Saadet Gökgül Bayındır, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü”...
İlçe Sağlık Müdürlüğü personellerinden Psikolog Saadet Gökgül Bayındır, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü” sebebiyle basın açıklamasında bulundu.
Kadına uygulanan şiddete karşı durmak ve bu konuda toplumda farkındalık yaratmak amacıyla, Birleşmiş Milletler tarafından 1999 yılında ilan edilen , 25 Kasım Günü Kadına yönelik şiddetle mücadele günü olarak değerlendirildiğini ifade eden Saadet Bayındır konuyla ilgili şu ifadelerde bulundu
“Şiddet genel olarak şuç olarak değerlendirilirken, bu şiddetin erkekten kadına –özellikle kocasından eşine, babasından kızına – uygulanması durumunda toplum tarafından her zaman suç olarak değerlendirilmemektedir. Bu durum kadına yönelik şiddet olgularını arttırmakta ve normalleşmesine neden olmaktadır. Cinsiyete dayalı olarak yapılan bu tür şiddetin kaynağının toplumsal cinsiyet rolleriyle açıklamak gerekir.Yani toplumun kadın ve erkek olarak bizlerden neler beklediğiyle ilgili kavram toplumsal cinsiyettir. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet kadın ve erkeğe dair eşitsiz rol dağılımlarının olduğu; iş hayatında dahi- doğurgan özelliklerinden dolayı bile- ikinci planda olabilen, tercih edilmeyen eleman olarak düşünülebilmektedir. En başta ailede öğrenilen toplumsal cinsiyet kavramı; Kız ve erkek çocukları yetiştirilirken , “Kızlar ev işi yapar, temizlik yapar, her zaman anneye yardım eder, hassastır, duygusaldır”, erkek çocuk ise “ ev konusunda yardım etmez, güçlüdür, dövebilir,ağlamaz v.b.” şeklindeki yetiştirmelerle çocuklar tarafından yanlış olarak değerlendirilmektedir.Çocuklar büyüdüklerinde büyüklerini taklit edecek, şiddet ortamında büyüyen erkekler, kadının dövülmesi gerektiğini;kızlar ise bu şiddete–sanki kaderleriymiş gibi-katlanılması ve ses çıkarılmaması gerektiğine inanacaktır. Sonunda her iki cinsiyette bunun normal olduğuna inanacak ve şiddetten ölenlerin sayısı her zaman artacaktır. Kadına yönelik şiddetle mücadele ederken her şeyden önemlisi çocukları yetiştirken , toplumsal cinsiyetin katı olarak sunulduğu ortamlar yaratmamak, herkesin eşit şekilde, saygı ve sevgi ortamında bulunmasını sağlamak gerekmektedir. Kadın ve erkek farklı biyolojik, fiziksel özelliklere sahiptir ; ancak bu durum sosyal hayatlarında eşitsiz olacağı anlamına gelmemektedir, gelmemelidir.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.