Eğitim Sen olarak bugün grevdeyiz.

Her zaman olduğu gibi sermayeden, çetelerden, soygunculardan, Amerika’dan ve Amerikan uşağı cemaat ve iktidardan yana değil de emekçilerden, halktan yana politikalar uygulansın diye grevdeyiz.

Her türlü bedeli ödemeye hazır olarak, tüm baskı ve saldırılara karşı emeğimizi, ülkemizi, namusumuzu korumak için grevdeyiz. İnsanca yaşayacak kadar ücret alabilmek için, emekçiler iş güvencesiz, sadaka kadar ücrete köle gibi çalıştırılmasın diye grevdeyiz. Eğitimcilerin angarya çalıştırılmasına, sürgün ve soruşturmalara maruz bırakılmasına karşı grevdeyiz. Her tür şiddetin, dayatmanın, sömürünün olmadığı özgürlüğün, barışın, kardeşliğin olduğu bir dünya için grevdeyiz.

Eğitimin kalitesi artsın diye, dershaneler de özel okullar da olmasın diye, halk parasız eğitim alsın diye grevdeyiz.

Haklı eylemlerinde, ağacını, kentini, hakkını ve geleceğini korumak için barışçıl eylem yapan vatansever gençlere yapılan haksız muameleye, soruşturmalara, cezalara ve gencecik canların katledilmelerine karşı grevdeyiz.

Din sömürülerek emperyalistlere biat eden, kul olan dindar gençler değil, bilimsel eğitim almış, özgür, yurtsever gençler yetişsin diye grevdeyiz.

Ayakkabı kutularını, kasalarını doldurmak için kendini ve ülkesini Sam amcaya ve işbirlikçilerine satan iktidarlara ve cemaatlere karşı grevdeyiz.

Sevgili dostlar,

Eli kanlı, Amerikan uşağı kutsal bir ittifak var.

Meydanlarda emekçileri, gençleri katledecek kadar gözü dönmüş, düzenbazlıktan, yalandan, şantajdan beslenen, okyanus ötesiyle, gizli örgütlerle sıkı dost olan, satılık  basın ve sermayeyle halkı kandırmada, yalanlar üretmede çok başarılı olan kutsal ittifak… Sürekli şantaja hazırlar. Düzmece ihbarlarla düzmece mahkemelerle düzmece delillerle askerleri, öğretim üyelerini, gazetecileri, yurtseverleri, emekçileri, öğrencileri zindanlarda çürütecek, zindanlarda öldürecek kadar elleri kanlı…

Bu kutsal ittifak o kadar yüzsüz o kadar yalancı ki kanmamak elde değil. Bu kutsal ittifak bir süre beraber yürüdü bu yollarda, beraber ıslandı yağan yağmurda, beraber vatan, millet ve Allah dediler. Beraber ağladılar, biri okyanusun bir ucunda, biri diğer ucunda. Beraber ele geçirdiler devleti, beraber sattılar. Kasetleri beraber çıkardılar. Rüşvetleri, ayakkabı kutularını, para kasalarını beraber paylaştılar. Beraber kandırdılar halkı. Vatanı, milleti, dini beraber sömürdüler. Güya çetelerle beraber mücadele ettiler, güya tek kuruşa tenezzül etmediler. Biz emekçiler hepsinin yalan olduğunu, düzmece olduğunu söyledik ve dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık. Şimdi kendileri neler karıştırdıklarını, ne kadar rezil olduklarını anlatıyorlar. Kutsal ittifak bozuldu. Yalancının mumunun yatsıya kadar yanacağı gibi yalanlar ortaya döküldü. Yağmayı, hırsızlığı, talanı kendileri gösteriyor. Milyon dolarları paylaşamadıkları görülüyor.

Sevgili dostlar bugün halk için memleket için geleceğimiz ve emeğimiz için mücadele ediyoruz. Doğruları söylüyor ve adam gibi bir duruş daha sergiliyoruz. Tam bağımsız Türkiye için, emekten halktan yana yönetimler için mücadeleye devam edeceğiz. Bize göre hepiniz aynı çetenin üyeleri ve aynı düzenin parçalarısınız. Başbakan yardımcısı bu olanlara alçaklık diyor, başbakan savcı ve emniyet müdürlerini kastederek çete diyor. Soruyorum çeteyse bu çeteleri kuran, kullanan siz değil misiniz?

Anlaşılıyor ki AKP hükümeti tarafından yargı ve emniyet kullanılmış, kullandırılmış, devlet içinde devlet ve çeteler oluşturulmuş, hükümet rüşvet ve yolsuzluğa batmıştır. Hükümet derhal istifa edip, halktan özür dilemeli, halka hesap vermelidir.

Bu karanlıktan aydınlığa çıkmak dileğiyle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Mustafa OPRUKÇU

Eğitim-Sen Ereğli Temsilcisi