1. HABERLER

  2. EREĞLİ

  3. Özyürek’ten Köy Enstitülerinin kuruluşu hakkında önemli açıklama
Özyürek’ten Köy Enstitülerinin kuruluşu hakkında önemli açıklama

Özyürek’ten Köy Enstitülerinin kuruluşu hakkında önemli açıklama

KÖY ENSTİTÜLERİ KURULUŞUNUN SEKSEN BİRİNCİ YILI KUTLU OLSUN

A+A-

İlçemiz Ereğli'nin yetiştirdiği önemli büroklardan olan Prof.Dr. Rasim Özyürek Köy Enstitüleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.                                                                                            

Ülkemizde köy enstitüsü fikri, ilk kez eğitim alanında dünyaca  isim yapmış Amerikalı eğitim filozofu John Dewey olmuştur. John Dewey kırsal bölgelerdeki okulların toplum yaşam merkezi haline getirilmesini, yazılarında, konferanslarında köy kalkınmasında önemli adımlar atılmasını dile getiriyordu.

Köy enstitüleri ile Türkiye’nin eğitimle ilgili sorunlarını çözmek amacıyla hayata geçirilmesi isteniyordu.

Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan, çözüm arayan Mustafa Kemal Atatürk’e  “Elimde para var, fakat eleman yok” diyordu.

 Köy enstitüleri kuruluşu bu ikili arasında görüşmelerle ortaya çıktı.

Atatürk askerleri, devreye sokmayı düşünüyordu.  Askerliğini onbaşı ve çavuş olarak yapmış, okuma yazma bilen köy gençlerini altı aylık bir kurstan geçirilmeleri sonrasında, kendi köylerine eğitmen olarak atanmaları dile getiriliyordu. Askerliğini çavuş ve onbaşı olarak yapan askerleri  Eskişehir’de Çifteler Köy Enstitüsü’nde eğitmenlik eğitimi kursuna  çağırdılar.Bu kurs altı aylık bir sürede tamamlandı.

 Bu çavuş ve onbaşılar altı aylık kursu başarı ile tamamladılar. Sonra kendi köylerinde ilkokullarda eğitmen olarak görevlendirildiler

Bu eğitmenler atandıkları okullarda, köy çocuklarına temel  eğitimle ilgili dersler verdiler. Köyün okuma yazma bilmeyen  yetişkinlerine de, akşamları okuma  yazma  kursları açtılar. Köy gençleri  bu kursların  sonunda Türkçe okuma yazmayı öğrendiler.

Kendi köylerine atanan bu eğitmenler kendilerine verilen toprağı işleyerek  köylüye de örnek oldular.

Köylüye kazanç kapılarını açtılar. Bu proje uzun zaman çavuşlarla olacak bir proje olamayacağı görüşü bir yıl içinde belli oldu

Köy okullarının öğretmen ihtiyacları sayıları gün geçtikçe artıyordu.. Köylerde köylüyü eğitecek  meslek mensuplarının eksikliği ve yetersizlikleri göze çarpıyordu. Köylere öğretmen yetiştirmek üzere özel bir okul kurulması fikri baş gösterdi. Bu okullar,  köy enstitüleriydi.

O sırada projenin fikir babasından gelen bir kara haberle tüm insanlar sarsıldılar. Büyük kurtarıcımız insanlık idealinin özge siması Atatürk ölmüştü. Ölüm haberi tüm ülkemiz insanları arasında hızla yayıldı ve duyuldu.Türk milleti atasını kaybetmenin derin üzüntüsü içindeydi.

Atatürk’ten sonra liderliği  İsmet İnönü alacaktı. Köyde eğitim projesini sürdürme görevi ona düşecekti. İnönü bu işi canla başla  yürütecekti. Ama İsmet İnönü Cumhurbaşkanı seçilince Celal Bayar kabineyi kurdu.

Milli Eğitim Bakanlığına   Hasan Ali Yücel  getirildi. Hasan Ali Yücel eğitimci ve felsefe hocasıydı. Hasan Ali Yücel’in Milli Eğitim  Bakanlığında tam bir devrim yaptığını görüyoruz.

 O dünya klasiklerini Türkçeye çevirmek üzere bir tercüme bürosu kurdurmuş. Bir yasa tasarısı hazırlatmış. Türkiye’yi tarım şartlarına göre yirmi bir bölgeye ayırmış. Her bir bölgeye birer köy enstitüsü kurulacak köy kalkınması için gerekli olan aydın öğretmenler bu enstitülerde yetiştirilecekti.

 Köylüye, köy çocuklarına  köylüye modern tarım, meyvecilik, bağcılık, balıkçılık, sağlık ve marongozluk, demircilik, yapıcılık teknikleri de öğretilecekti.

 Bu proje çok önemli bir proje olması yanında, köylerden şehre göçü de  durduracak ve geri kalmış bölgelerdeki insanları o bölgeden yetişmiş önder aydınlar o köylüleri  de kalkındıracaktı.

Ülkemiz o yıllarda  savaştan yeni çıkmıştı.Köylerde okul sayısı oldukça azdı. Anadolu'da okul ve öğretmen eksikliği konusu gündeme geldi Köye hizmet istenilen düzeyde götürülemiyordu. Bütün bu eksiklikler köy enstitülerinin kurulmasına neden olmuş.

İlk kez ülkemizde köy enstitülerinin kurulmasıyla ilgili hazırlıklar 1935 yılında başlamış 1937 yılında da ilk kez ülkemizde denenmiştir Bilgi iş haline getirilecekti

1940 yılı baharında Köy Enstitüleri yasası TBMM geldi.Mecliste milletvekillerinden bu yasa hakkında Lehte ve alehte konuşmalar oldu.

 Milletvekili Kazım Karabekir  enstitüler köy şehir uçurumunu hepten derinleştirecek, bu iki kesim arasında ayrım yaratacağını. Büyük toprak sahipleri, bu enstitülerin köylüyü uyandıracağından endişelenmişlerdi.  Neticede bu yasanın oylanması mecliste yapıldı.

 Oylamaya 38 milletvekili katılmadı.  Yasa 38 milletvekili dışında  mecliste olan diğer milletvekillerince oy birliği ile  kabul edildi. MEB Hasan Ali Yücel bu projenin  başına İsmail Hakkı Tonguç’u  getirdi. Köy enstitülerinin  ülkemizde hayata geçirilmesini 1940 yılında görüyoruz.

 Öğretmenler atandıkları köylerde kendi okullarını, öğretmen lojmanlarını köy halkı ile  imece yoluyla birlikte  yaptılar.

 Bu  eğitim sistemi ülkemize özgü bir eğitimdi.   28 Aralık 1938 yılında zamanın Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından proje bizzat kendisi tarafından yönetilmiş. Köy enstitüleri 17 Nisan 1940 tarihinde 3803 sayılı yasa ile fiilen açılmış oldu.

Savaştan çıkan  halkımız, köylerde okul sayısının azlığı, köye hizmet götürmenin zorluğu gibi faktörler bu girişime ön ayak olmuştur. köylünün dilinden, kültüründen, ortak yaşamından anlayacak bir aydın kesime çok ama çok  ihtiyaç vardı, Bu da ancak köylünün kendi içinden aydın bir kesim oluşturmakla mümkün olacaktı.

İsmail Hakkı Tonguç,köyde doğmuş, köyü, köylüyü çok iyi bilen  bu sistemin hem kuramcısı hem de kurucusu olacaktı. Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan tarafından göreve getirilen ve bir sonraki bakan, Hasan Ali Yücel tarafından da desteklenen Tonguç’a göre, köyler içten canlandırılmalıydı. Köylünün, kentlinin yanında ezilmemesi ancak öğrenim ve eğitimle mümkün olacaktı.  

İlk yıllarda köylerimizde okuma yazma oranı yüzde 5'i bile geçmiyormuş.  O yıllarda nüfusun yüzde 80'i köylerde yaşıyormuş. Bu sebeple 1940 yılı itibariyle tarıma elverişli 21 bölgede köylerde Köy Enstitüleri kurulmuş.

Ana dolumuzda o yıllarda köylerimiz okulsuz ve öğretmensizdi. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü himayelerinde zamanın Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un çalışmaları çabalarıyla köy ilkokullarından mezun olan başarılı çocuklar bu enstitülere öğrenci olarak alındılar.

Enstitülerde Türk toplumunun hedef ve ihtiyaçlarına göre, köylü ve köye göre ilkokul öğretmeni yetiştirildi

Tavukçuluk, balıkçılık, besicilik, arıcılık, meyvecilik, tarla tarımı, bağcılık, yapıcılık, ipek böcekçiliği, alanlarında kitaba dayalı bir eğitimin yanında iş içinde eğitim ilkesi tatbik ediliyordu.

 Derslerin %50 si temel örgün eğitim konularını %50 si de uygulamalı olarak yapılırdı.Yaparak ve yaşayarak öğrenme ön planda idi.

1940 yılında itibaren tarıma elverişli geniş araziye sahip köylerde. Enstitüler hızlıca kuruluyor, köy enstitülerinin sayıları da hızla artıyordu. Önceden kurulmuş köy enstitüleri öğrencileri sonradan kurulma aşamasında olan köy enstitülerinin binalarının inşasında köy halkı  ve öğretmenler, enstitü öğrencileriyle birlikte imece usulüyle  ve otaklaşa bu binaları yapmışlar. Böylece Köy  enstitüleri kurulmuştu.

 Bunların içinde İvriz Köy Enstitüsü hocalarından Tarım öğretmeni Salih Ziya Büyük Aksoy, M.Ali Eren ve Hamit Özmenek gibi öğretmenler bu okullarda uzun süre çalışmışlar.Salih Ziya Büyük Aksoy, Hamit Özmenek bu köy enstitüsünün nasıl yapıldığını, 15.000 dönümlük arazinin tarıma elverişli  hale  getirilmesinde  ne güçlükler çektiklerini Toros dağları eteklerine çadırlar kurarak binaları inşa ettiklerini  anlatırken vücudumun tüyleri diken diken olurdu.

İvriz Köy enstitüsü ile Ereğli İstasyonu arası 12 kilometre yolu nasıl yaptıklarını anlatmaları beni ve arkadaşlarımı çok duygulandırmıştı.

İvriz köy  Enstitüsü öğrencilerinden Öğretmen Hasan Can  bu binalar   bu bir tarihtir. Bu binaların dili olsa da bir konuşsa diye duygularını dile getiriyordu.

İvriz Köy Enstitüsünde öğrenciler her sabah erkenden kalkarlar içtima alanında toplanırlar sabah sporu, halk oyunları oynayarak türkülerle güne başlıyorlarmış. Sonra kahvaltıya geçiliyormuş. Kahvaltıdan sonra serbest okuma saatinde çevirileri yapılan klasikleri okuyorlarmış. Köy enstitülerinde okuyan öğrenciler eğitimleri süresince yirmi beş klasik eseri , okumak  mecburiyetinde imişler

Bu arada müzik eğitimi de ilerlemek  isteyen öğrencilere  de müzik aletleri çalma  öğretiliyorlarmış. Okuma saatlerinin ardından derslere başlanıyormuş. Tarım saatlerinde dersler teorik ve pratik olarak enstitülerin tarlalarına, bağ bahçelerine, tavukhanelere, ağıllara, gidilirmiş. Orada enstitü öğrencileri modern ziraatin ve hayvancılığın nasıl yapıldığını görerek yaparak yaşayarak öğreniyorlarmış.

Enstitülerde tam bir eşitlik vardı. Her cumartesi günü öğleyin tüm öğrenciler, enstitü müdürü, hocalar, aşçılar, diğer çalışanların tamamı  içtima alanında toplanırlarmış. Bir haftalık eğitim, öğretim ve yapılan diğer hizmetler değerlendirilirmiş. Eleştiriler açık açık yapılırm

Bu enstitülerden 1938-1954 yılları  arası toplam 15.943 bay  öğretmen, 1300 bayan öğretmen yetişmiş. Bu enstitülerden mezun olmuş Fakir Baykurt, ümit Kaftancıoğlu,, Talip Apaydın, Mahmut Makal, Mehmet Başaran, Pakize Türkoğlu, Hatun Birsen Başaran, Ali Dündar, Mehmet Uslu, Dursun Akçam, Müf.Hacı Angı, Hasan Can  gibi öğretmen yazarlar köy enstitülerinden yetişmişler.

  1939 yılında Kastamonu Gölköy, Eskişehir Çifteler,Kırklareli Kepirtepe,İzmir Kızılçullu köy enstitüleri kurulmuş.

 Daha sonra 1940 yılında Malatya-Akçadağ,Balıkesir Savaştepe,Kayseri Pazarören,Samsun Ladik Akpınar, Antalya- Aksu,Sakarya Arifiye, Trabzon Beşikdüzü,Kars Cilavuz, Adana Düziçi, Isparta Gönen köy enstitüleri kurulmuş

1941 yılında Konya İvriz, Ankara Hasanoğlan,Sivas Pamukpınar, köy enstitüleri kurulmuş

1944 yılında Diyarbakır Dicle, Aydın ortaklar,

1946 yılında Hasan Ali Yücel Milli Eğitim Bakanlığından ayrılmış. Milli Eğitim  Bakanlığına Reşat Şemsettin Sirer’in  geçtiğini görüyoruz.

1948 Van Erciş köy enstitüsü kurulmuş.

Enstitü öğrencilerinin hepsi birer enstrüman çalmakla yükümlüymüşler..

Ünlü Halk ozanımız Aşık Veysel Şatıroğlu sık sık bu enstitülere gelir, enstitü öğrencilerine saz çalmayı öğretirmiş.

Bu arada resim, tiyatro ve beden eğitimi  alanında da öğrenciler iyi yetiştiriliyorlarmış. İlk mezunlarını bu enstitüler 1942 yılında vermişler.Tüm enstitülerden 103 öğrenci yüksek köy enstitülerine gönderilmişler.

Köy Enstitüleri, 1946 yılında Hasan Ali Yücel'in Milli Eğitim Bakanlığı görevinden ayrılmasına kadar işlev görmeye devam etti.

 Hasan Ali Yücel'den sonra Milli Eğitim Bakanı görevini sürdüren Reşat Şemsettin Sirer Köy Enstitüleri'ni Köy Öğretmen Okulları'na dönüştürdü. Köy Öğretmen Okulları da 27 Ocak 1954 tarihinde Demokrat Parti hükümeti tarafından kapatılmıştır. 

Cumhuriyet Halk Partisi içerisinde Köylüyü Topraklandırma Yasası'na karşı çıkan bir grup milletvekili partiden ayrılarak Demokrat Parti'yi kurmuşlar. Bu oluşum içerisinde Mustafa Kemal Atatürk'ün devrimlerine karşı olan ve yeniliklerin önünü kesmek isteyen bazı kişilerin bulunduğu iddia ediliyordu. 

II. Dünya savaşı sonuna doğru yani 1945 yılında bu enstitüler kapatıldı.Kapatılma nedeni her partide olduğu gibi iktidar partisinde de seçimi kazanamama duygusu ağır basıyordu. Köy  enstitüleri  çeşitli yönlerden  eleştiriliyordu.

Kızlarla erkekler birlikte eğitim yapmaları çok eleştiriliyormuş. Köy  enstitülerinde artık bir gerginlik konusu görülüyor.

Enstitülerde “iş için iş içinde eğitim” ilkesinden vaz geçildi.Köy enstitüleri aleyhinde  aslı astarı olmayan dedikodular, Milli Eğitim Bakanlığı bütçe görüşmelerinde Milletvekili EMİN sazak’ın köylere giden köy enstitüleri mezunları kendilerini Atatürk sanıyorlar demesi üzerine MEB Hasan Ali Yücel bu çocukların her biri birer Atatürk olması temenni edilir şekline Emin Sazak’a cevap verdi.

Celal Bayar yanında getirdiği  Demokrat parti parti programını  . İnönü’ye sundu.   Türkiye çok partili demokrasiye geçmeyi deneyecekti.

İnönü Celal Bayar'a iki soru sordu.

1.Dini inaçları siyasette kullanıp kullanmayacaklarını sordu.

2. Sorusu Köy enstitülerleriyle, eğitim seferberliğiyle uğraşıp uğraşmayacaklarını sordu.

Celal Bayar her iki soruyada “ Hayır Paşam” cevabını verdi. Köşk yeşil ışığı bu konuda yaktı. Bütün bu iftiralar, dedikodular köy enstitülerinin kapatılmasına neden oldu.

 Rauf İnan Hasanoğlan Köy enstitüsü müdürlüğünden alındı  Bakanlık müfettişi oldu. Bu bir terfi değildi. Bir dönemin kapanışının habercisiydi.

Köy Enstitülerini halk adına aydınlar kurdu, halk adına yine aydınlar yıktı. 27 Ocak 1954 tarihinde Demokrat Parti hükümeti tarafından kapatılmıştır .

 Köy enstitülerinde on beş bin dönüm tarla tarıma elverişli hale getirildi. Üretime başlandı. Maalesef ülkemize özgü bu eğitim deneyinden faydalanılamadığını görüyoruz. Eğitim alanında kırsal kesimde yaşayan köy halkı ile kentli halk arasında bozuk denge eşitlendi.Köy halkına pratik bilgi vermek  köy enstitüleri kurularak köy eğitmeni projesi uygulamaya konuldu.  Yediyüz elli bin fidan dikildi. Bin ikiyüz dönüm bağ oluşturuldu. Elektrik santralleri, yüzlerce büyük ve küçük çaplı inşaatlar, öğretmen evleri, okullar derslikler, yüzlerce kilometre yollar yapıldı. Köy enstitüleri Türkiyenin eğitimle ilgili sorunlarını çözmek amacıyla hayata geçirilen ülkemize özgü bir programdı. Ülkemize özgü bu eğitim deneyinden pek faydalanılamadığını  görüyoruz. 1954 yılında bu enstitüler kapatıldı. Yeni kabine kurulması için Cumhurbaşkanı İnönü Recep Peker’e kabineyi kurma görevini verdi. Milli Eğitim Bakanlığı Hasan Ali Yücel’in elinden alındı.Köy  enstitüleri projesi fiilen sona erdi. İsmail Hakkı Tonguçta görevden alındı. Yeni MEB Şemsettin Sirer Köy enstitülerindeki hayat bir bir yok oluyordu.  Köy  enstitülerinin  kurulmasında emeği geçen, Mustafa Kemal Atatürk, Hasan Ali Yücel, İsmail Hakkı Tonguç, İsmet İnönü, Halit Fikret Kanat adlı kişiler enstitülerin kurulmasında büyük çaba harcadılar. Bu insanlarımızı rahmetle anıyor, mekanlarının cennet olması dileğiyle köy enstitülerinden yetişmiş öğretmenlerimizi saygıyla  anıyorum.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.